Ateist Soru: Kur’an Yazımı Sırasında Değişiklik Olmuş Olabilir Mi?
Ateist Soru: Kur’an Yazımı Sırasında Değişiklik Olmuş Olabilir Mi?
Gürsel Gürbüz
İslam düşmanları yüzyıllardır Kur’an-ı Kerim’in ilâhî kaynağını sarsmak ve Müslümanların inancını zayıflatmak için türlü iftiralar ortaya atmaktadır. Bunlardan en yaygını ise, Kur’an’ın yazımı sırasında değiştirildiği, eksiltildiği ya da insanlar tarafından uydurulduğu iddiasıdır. Oysa bu iddialar, hem tarihî belgelerle, hem aklî ve mantıksal delillerle, hem de hadis ve Kur’an ilimlerinin sağlam usul ve metotlarıyla bütünüyle çürütülmüştür. Kur’an, indirildiği andan bugüne kadar harfi harfine korunmuş, milyonlarca hafızın kalbinde ve satırlarda birebir muhafaza edilmiştir. Bu makalede, Kur’an’ın Allah tarafından korunmuş olduğunu gösteren tarihî süreç, rivayet zinciri, kıraat farklılıklarının mahiyeti ve yazım sürecinin güvenilirliği açık delillerle ortaya konulacaktır.
Kur’an-ı Kerîm’in değiştirildiği, tahrif edildiği veya yazımı sırasında bozulduğu yönündeki iddialar, bilgiye değil önyargıya dayalı, bilimsel, aklî, tarihî ve mantıkî temelden yoksun iddialardır. Aşağıda bu iddiaları çürüten çok yönlü delilleri sıralıyorum:
I. Kur’an’ın Değiştirilemeyeceğine Dair Kur’anî Delil
“Hiç şüphesiz zikri (Kur’an’ı) biz indirdik, onun koruyucusu da elbette biziz.” (Hicr 9)
Bu ayet, Kur’an’ın ilahî bir teminatla korunduğunu bildirmektedir. Hiçbir ilahi kitap için böyle bir koruma vaadi verilmemiştir.
Kur’an’ın lafzı ve manasıyla birlikte ezberlenmesi, korunmasını garanti altına almıştır.
Sahabeden günümüze kadar milyonlarca hafız tarafından kelimesi kelimesine ezberlenmiş bir kitap nasıl tahrif edilebilir?
II. Tarihî Deliller: Kur’an Nasıl Yazıldı ve Korundu?
Kur’an vahiy geldikçe yazıldı:
Vahiy katipleri tarafından Rasulullah'ın gözetiminde deri, kemik, taş gibi materyallere yazıldı.
Yazım işi kontrollü ve sistematikti. Peygamber’in ağzından yazıya geçirilmiş, okuma yazma bilen sahabeler tarafından defalarca kontrol edilmiştir.
Hz. Ebu Bekir ve Hz. Osman devrinde Mushaflaştırıldı:
Hz. Ebubekir döneminde Kur’an tek cilt hâline getirildi.
Hz. Osman döneminde bu mushaflar çoğaltılarak birlikte yazılan kopyalarla farklı bölgelere gönderildi.
Bugün elimizdeki Mushaf, Osmanî hattıyla aynıdır. Yazılı tarihiyle, bugünkü Kur’an arasında hiçbir fark yoktur.
III. Bilimsel ve Filolojik Deliller:
El yazmaları ile günümüz Kur’an’ı aynı:
Birmingham (MS 568–645), Topkapı ve Taşkent Mushafları gibi en eski Kur’an nüshaları, günümüzdeki metinle harfi harfine aynıdır.
Yapılan karbon testleri ve paleografik incelemeler, Kur’an’ın tarihsel orijinalliğini bilimsel olarak kanıtlamıştır.
Kur’an dili değişmedi:
Kur’an’ın indirildiği Arapça (Fusha) hâlâ korunmakta.
Dilbilimsel yapısı o kadar güçlü ve ritmik ki, bir kelimesi değişse, anlam ve ahenk bozulur. Bu da onun korunmasında bir mühür gibidir.
IV. Akli ve Mantıki Deliller:
Ezber kültürüyle sabitlenmiş bir kitap bozulabilir mi?
Şu anda bile Kur’an’ın tamamını ezberleyen milyonlarca insan var.
Bu, tarihte hiçbir kitaba nasip olmamış sözlü aktarım ve koruma mucizesidir.
Kur’an’daki sayısal ve yapısal mucizeler tahrif iddiasını imkansız kılar:
Örneğin “gün” kelimesi 365, “ay” kelimesi 12, “erkek” ve “kadın” kelimeleri eşit sayıda geçer.
Bu denge, mucizevi bir matematiksel yapıyı gösterir. Tahrif edilmiş bir kitapta bu tür denge bozulur.
V. Düşmanlarının Bile Onayladığı Korunmuşluk:
Kur’an’a düşman olan Yahudi, Hristiyan ve ateist bazı tarihçiler bile şunu itiraf eder:
“Kur’an, geldiği günden beri değiştirilmemiş tek kutsal metindir.”
(William Muir, Montgomery Watt gibi oryantalist tarihçiler)
VI. Günümüzdeki Tecrübî Delil:
Dünya üzerindeki milyonlarca Mushaf, binlerce matbaa ve basım merkezinde basılıyor ve tek bir harf farkı dahi yok.
Hangi ülkeye giderseniz gidin, bir harf değişmez.
Hristiyanlıkta 200’den fazla İncil versiyonu var, Yahudilikte Tevrat farklı mezheplerde farklı okunur.
Ama Kur’an bir tanedir.
VII. Kur’an’ın Tahrif Edilmemesinin Hikmeti:
Önceki kitaplar zamanla tahrif oldu, çünkü onlar belirli kavimlere ve dönemlere hitap ediyordu.
Kur’an ise kıyamete kadar bütün insanlığa gönderilmiş son kitaptır.
Dolayısıyla Allah onu bizzat kendisi korumayı taahhüt etmiştir.
Sonuç:
Kur'ani-ı Kerîm, lafzıyla, manasıyla, tarihiyle, bilimsel yapısıyla ve dünya üzerindeki şahitleriyle asla tahrif edilmemiş, en sağlam korunmuş kitaptır.
Onu değiştirme iddiası, ne tarihîyle, ne matematiğiyle, ne bilimle, ne de vicdanla bağdaşır.
Kur’an korunmuştur; bu, Allah’ın vaadi ve zamanın şahitliğidir.
1. Hafız Sistemi = Canlı Koruma Mekanizması
“Kur’an, hem yazıyla hem de milyonların hafızasında korunmuştur. Eğer dünyadaki tüm Mushaflar silinse, milyonlarca hafız onu harfi harfine yeniden yazabilir. Böyle bir koruma sistemi başka hiçbir kitapta yoktur.”
2. 1400 Yıllık Yazmalar = Tarihî Şahit
“Birmingham, Topkapı, Taşkent gibi bin dört yüz yıllık el yazmaları, bugün okunan Kur’an’la birebir aynı. Tahrif edilmiş bir kitapta bu mümkün olmaz.”
3. Sayısal Mucizeler = Kodlanmış Koruma
“‘Gün’ kelimesi Kur’an’da tam 365 kez, ‘ay’ 12 kez geçer. Erkek ve kadın kelimeleri eşit sayıda. Bu sayısal denge, bir harf bile oynasa bozulur. Bu bile tahrifin imkânsız olduğunu gösterir.”
4. Coğrafi Bütünlük = Evrensel Teklik
“Bugün dünyanın neresine gidersen git, Fas’tan Endonezya’ya kadar aynı Mushaf okunur. Tahrif edilmiş bir kitapta bu tür bir birlik görülmez.”
5. Tahrif İddiası Olsa, Mezhepler Farklı Kur’an Kullanırdı
“Hristiyanlıkta 200’den fazla İncil var. Ama Sünni, Şii, Zeydî, İbâzî vs. tüm Müslümanlar aynı Kur’an’ı okur. Bu da onun değişmediğinin en güçlü delilidir.”
6. Kur’an’a Saldıranlar Bile Değişmediğini Kabul Eder
“Batılı oryantalistler bile ‘Kur’an, indirildiği hâliyle korunmuş tek kitaptır’ diyor. Düşmanı bile kabul ediyorsa, gerçek apaçıktır.”
Sonuç Olarak;
Kur’an’ın yazımı sırasında değiştirildiği veya insanlar tarafından tahrif edildiği yönündeki iddialar, ne tarihsel gerçekliklere, ne ilmî delillere, ne de aklî ve mantıksal izahata dayanır. Bilakis, Kur’an’ın indirilişinden günümüze kadar geçen asırlarda hem sözlü hem yazılı yollarla muhafaza edilmesi, Mushaf’ın Hz. Ebû Bekir ve Hz. Osman dönemlerinde titizlikle toplanması ve çoğaltılması, kıraat imamlarının disiplinli rivayet zincirleriyle bu emaneti nesilden nesile aktarması, Kur’an’ın Allah tarafından korunduğunu açıkça göstermektedir.
Kur’an’ın lafzında ve manasında asla bir çelişki, eksiklik veya fazlalık yoktur. Bu, hem tarihin şahitliği, hem milyonlarca hafızın varlığı, hem de ilim ehlinin kurduğu sağlam usul sistemleriyle sabittir. Kur’an, hâlâ ilk nazil olduğu gibi okunmakta, ezberlenmekte ve anlaşılmaktadır.
BİR CEVAP YAZ