Gürsel Hocamızdan Fıkhi Sorulara Cevaplar.
Gürsel Hocamızdan Fıkhi Sorulara Cevaplar.
“İslami Sorulara Cevaplarımız: Kur’ân, Sünnet, Sahih Hadisler ve Selef-i Sâlihîn Anlayışı Doğrultusunda Cevaplandırıyoruz.''
- Evde Kedi Beslemek Caiz Mi?
Evet, evde kedi beslemek sahih hadislere göre caizdir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kedilere merhametle davranmış ve onların temiz olduğunu belirtmiştir.
Delil (Sahih Hadis):
عن كَبْشَةَ بِنْتِ كَعْبٍ قَالَتْ: دَخَلَ أَبُو قَتَادَةَ، فَسَكَبْتُ لَهُ وَضُوءًا، فَجَاءَتْ هِرَّةٌ تَشْرَبُ، فَأَصْغَى لَهَا الإِنَاءَ، حَتَّى شَرِبَتْ، فَرَآنِي أَنْظُرُ، فَقَالَ: أَتَعْجَبِينَ يَا ابْنَةَ أَخِي؟ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: «إِنَّهَا لَيْسَتْ بِنَجَسٍ، إِنَّهَا مِنَ الطَّوَّافِينَ عَلَيْكُمْ وَالطَّوَّافَاتِ
Kabşe bint Kâ‘b (r.anha) anlatıyor: Ebû Katâde’ye abdest suyu verdim. Bu sırada bir kedi gelip su içmek istedi. Ebû Katâde kabı eğdi, kedi içti. Ben hayretle bakınca şöyle dedi: “Ey kardeşimin kızı! Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
‘Kedi necîs değildir. Çünkü o, aranızda dolaşıp duran (bir hayvandır).’ (Buhârî, Vudû’, 33; Ebû Dâvûd, Tahâret, 38)
Sonuç:
Hadis sahihtir (Buhârî ve Ebû Dâvûd rivayet etti).
Kedi necis değildir, evde dolaşması, yemek ve su kaplarına yaklaşması yasaklanmamıştır.
Evde beslemek caizdir, İslami açıdan bir sakıncası yoktur.
Bu konuda icmâ (alimlerin ittifakı) vardır.
- İdrar Sonrası Gelen Sıvı Abdeti Bozar Mı?
İdrar, menî, mezi veya vedi ise abdest bozar. Ancak sıvının ne olduğu önemlidir.
1. Eğer sıvı vedî (idrardan sonra gelen beyaz, yapışkan sıvı) ise:
Abdesti bozar.
Temizlenip yeniden abdest almak gerekir. Sahih Hadis Delili:
“فيه الوضوء.”
Ali (r.a) şöyle dedi: “Ben çok mezi gelen biriydim. Peygamber’e sormaya utanıp Mikdad’a sordurdum. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
‘Mezi geldiğinde abdest alınır.’” (Buhârî, Vudû’, 34; Müslim, Hayz, 69)
Sonuç:
Mezi, vedî ve idrar → abdest bozar.
Menî (cinsel boşalma sıvısı) → gusül gerekir.
Şüphe varsa, temizlik ve abdest ihtiyatlı davranmak açısından en doğru yoldur.
Özet: Gelen sıvı idrar sonrası ise ve mezi/vedî olduğundan şüphe varsa abdest alınmalıdır. Bu, sahih hadislerle sabittir.
- Şahit Olmadan Nikah Yapmak Caiz Mi?
Hayır, şahit olmadan nikâh akdi Selef’e göre ve sahih hadislere göre geçerli değildir. Nikâhın şartlarından biri şahitliktir. Sahih Hadis Delili:
“لا نكاح إلا بولي وشاهدي عدل.”
“Veli ve iki adaletli şahit olmadan nikâh olmaz.” (İbn Hibbân, Sahîh, 4075; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, 7/111 — Sahih kabul edilmiştir.)
Selef âlimlerinin görüşü: İmam Mâlik, Şâfiî, Ahmed b. Hanbel:
Nikâhta şahitlik şarttır, aksi hâlde nikâh batıldır.
Hanefîler: Veli olmasa da olur ama şahitlik yine şarttır. Gizli nikâh geçersizdir.
Sonuç:
Şahit olmadan kıyılan nikâh, Selef’e göre geçersizdir.
Hadislerde ve icmâda, nikâhın ilan edilmesi ve gizliliğe mahal verilmemesi için şahitlik zorunlu kılınmıştır.
Nikâh = Veli + İki Adaletli Şahit + İcâb ve Kabul.
Bu, ümmetin üzerinde ittifak ettiği açık bir hükümdür.
- Banka’dan Promosyan Almak Caiz Mi?
Evet. Âlimlerin bazı promosyon türlerini haram görmelerinin sebebi, usûl ilminde “illet” denilen, bir hükmün dayandığı temel gerekçeye dayanır. Promosyonun haram sayılmasının illetleri şunlardır:
1. İllet: Faizli bankayla muâmele ve destek. Usûl kaidesi:
“El-vasîletu ilâ’l-harâm harâm – Harama götüren şey de haramdır.” (Kaide, zaruret hâli dışında geçerlidir.)
Eğer promosyon, faizli işlem yapan bir bankayla gönüllü anlaşmaya bağlıysa, bu durumda kişi faiz sistemine destek olmuş olur.
Bu destek, haram olan faize vasıta olur; dolayısıyla illet = faize destek ve rızadır.
2. İllet: Karşılıksız menfaatin şüpheli olması. Usûl kaidesi:
“Kullu me’nfe‘atin lem tu‘raf ‘illahâ fehiyye şubhetun min şubahi’r-ribâ.”
“Sebebi bilinmeyen her karşılıksız menfaat, faiz şüphesindendir.”
Promosyonun veriliş amacı net değilse (örneğin faizli banka seni kendine bağlamak istiyorsa), bu kazanç şüpheli menfaat olur.
İllet = karşılıksız, menfaati açıklanmamış kazançtır.
3. İllet: Rızkın temizliği ve itikadî duyarlılık. Selefî Kaide:
“İnnallâhe tayyibun lâ yekbelu illâ tayyiben – Allah temizdir, sadece temiz olanı kabul eder.” (Müslim, Zekât, 1015)
Bir Müslüman’ın aldığı rızkın temizliğine dikkat etmesi, kalbini etkileyen şeylerden uzak durması gerekir.
İllet = harama bulaşma korkusu ve takva hassasiyeti.
Özetle Usûl Açısından İlletler:
1. Faize yardım
Bankaya destek, sistemin sürmesine katkı
2. Menfaatin kaynağı şüpheli
Belirsiz kazanç, faizden olabilir
3. Takva ve temizlik
Müminin haramdan kaçınması, kalp ve amel temizliğini gerektirir.
- Kadınlar Adet/Hayızlı İken Namaz ve Oruç Tutabilirler Mi?
İslam fıkhına göre:
Kadınlar hayız (adet) ve nifas (lohusalık) hallerinde namaz kılamazlar ve bu namazları sonradan kaza etmezler.
Ancak bu özel hallerde tutamadıkları oruçları Ramazan’dan sonra kaza etmeleri farzdır. Delil: Âişe (r.a.) şöyle demiştir:
“Biz hayız görürdük, bize orucu kaza etmemiz emredilirdi ama namazı kaza etmemiz emredilmezdi.”(Buhârî, Hayz 20; Müslim, Hayz 69)
Hikmeti: Namaz her gün düzenli kılındığı için kaza edilmesi zordur; oruç ise yılda bir kez tutulur, kaza etmesi mümkündür.
- İmam/İslami Nikah Yapmadan Evlilik Caiz Midir?
İslami nikâh yapmak farzdır ve nikâhın geçerli olabilmesi için bazı şartlar vardır.
İslami Nikâhın Şartları (Kısa ve Öz):
Evlenecek tarafların rızası
İki adil erkek veya bir erkek iki kadın şahit
Mehir (verilmesi gereken mal) belirlenmesi
İcab ve kabulün açıkça yapılması
Velî (özellikle bâkire kızlar için Hanefî dışı mezheplerde)
İslam’a Uymayan Nikâhlar
Gayrimeşru ilişkiler üzerine kurulu, şahit olmadan gizlice yapılan, toplumdan gizlenen, geçici veya keyfi niyetlerle yapılan birliktelikler nikâh sayılmaz.
Laik yasalarla yapılan resmi nikâh, şahitli, tarafların rızası diger dini nikâh şartları olan mehir ve benzeri durumlar olursa bu evlilik cazi olur eğer islam nikah şartlarını taşımıyorsa bu caiz değildir ve batıldır.Delil:
“Nikâh şâhitsiz olmaz.”(Ebû Dâvûd, Nikâh 19; Tirmizî, Nikâh 6 – Sahih hadis)
Sonuç:
İslam’a uygun olmayan nikâh geçersizdir. Zina hükmünde olabilir. Bu nedenle her Müslüman evliliğini İslam’ın belirlediği şartlara uygun olarak yapmalıdır.
- Tavla, iskambil Ve Satranç Gibi Oyunlar Haram Mı?
Tavla, iskambil, satranç gibi oyunlar hakkında Selef âlimlerinin ve sahih hadislere dayalı en güçlü görüş: bu tür oyunlar haramdır.
1. Sahih Hadis Delili (Tavla hakkında):
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Kim tavla oynarsa, elini domuz etine ve kanına batırmış gibidir.” (Müslim, Şi’r 13; Ebû Dâvûd, Edeb 61)
Bu hadis tavlanın ciddi bir günah ve çirkinlik olduğunu gösterir.
2. İskambil ve benzeri oyunlar (eğlence veya kumar amacı fark etmeksizin):
İbn Teymiyye, İmam Ahmed, İbn Kudâme gibi Selef âlimleri bu tür oyunların:
Zaman israfı
Zikirden alı koymsası
Kalbi gaflete düşürmesi
Kavga, düşmanlık ve kötü alışkanlıklara sebep olması
Tembellik gibi sebeplerle haram olduğuna hükmetmiştir.
3. Kur’an’dan genel ilke:
“Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.”(el-Mâide 5/90)
Buradaki “meysir (kumar)”, faydasız tüm rekabetçi oyunları da içine alır.
Sonuç (Kısa ve Net):
Tavla oynamak sahih hadise göre haramdır.
İskambil, satranç vb. oyunlar, eğlence veya kumar fark etmeksizin, Selef’e göre harama çok yakındır veya doğrudan haramdır.
Zamanı zayi eden, dünya ve ahiret faydası olmayan her oyun günah kapsamına girer.
Öneri: Eğer oyun faydalı ilim, ibadet ve sorumluluklardan alıkoyuyorsa, uzak durulması farz onu oynamak ise büyük günahlardan sayılır.
- Sakal Tıraşı Olmak Haram Mıdır?
Selef âlimlerinin cumhuruna göre sakal tıraşı haramdır. Bu hüküm sahih hadisler ve sahabe uygulamalarına dayanır.
1. Sahih Hadislerle Deliller:
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:
“Müşriklere muhalefet edin; sakalları uzatın, bıyıkları kısaltın.”
(Buhârî, Libâs 63; Müslim, Tahâre 52)
“Yahudilere ve Hristiyanlara muhalefet edin. Bıyıkları kısaltın, sakalları uzatın.”
(Müslim, Tahâre 53)
Bu hadisler açık bir emir içerir. Arapça’daki “ütrukû” (uzatın) kelimesi emirdir ve emir aslolan haramı yasaklayıp farzı bildirir.
2. Selef Âlimlerinin Görüşleri:
İmam İbn Teymiyye:
“Sakalı kökten tıraş etmek haramdır. Çünkü bu, açıkça Nebî’nin emrine ve onun sünnetine aykırıdır.”
İmam Nevevî:
“Sakal tıraşı, Müslümanların çoğunluğunca mekruh değil, haram olarak kabul edilmiştir.”
İbn Abdilberr (Malikî fakihi):
“Sakalın kökten alınması bid’attır ve Resulullah’a muhalefettir.”
3. Genel Kaide:
“Bir emir şer’î bir delille tahsis edilmemişse, vücub (farz) ifade eder.”
Dolayısıyla hadislerdeki sakalı uzatma emri, farz olarak anlaşılmıştır. Aksi bir delil de yoktur.
Sonuç (Kısa ve Net):
Sakalı kökten kesmek, sünnete aykırıdır, Selef’e göre haramdır.
Bıyıkları kısaltmak, sakalı uzatmak, Müslüman kimliğini korumak ve kâfirlere benzememek için sünnettir, vaciptir.
Bu konuda selefî fıkıh yaklaşımı son derece nettir: sakal tıraşı bir günah ve tahrîmen mekruhtur (harama yakındır) değil, doğrudan haramdır.
- Sünnette Sakalın Sınırı Ne Kadardır?
Sünnette sakalın sınırı, sahih hadislere ve sahabe uygulamalarına göre şu şekildedir:
1. Saklın En Sahih Hadislerdeki Şekli:
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Bıyıkları kısaltın, sakalları uzatın; müşriklere muhalefet edin.”
(Buhârî, Libâs 63; Müslim, Tahâre 52)
“Sakalı uzatın, bıyığı iyice kısaltın; Mecusîlere muhalefet edin.”
(Müslim, Tahâre 53)
Bu hadisler sakalın uzatılması gerektiğini açıkça emreder. Arapça’daki أعفوا اللحى (a‘fû al-lihâ) ve أرخوا اللحى (arkhû al-lihâ) ifadeleri “sakal bırakın, serbest bırakın, uzatın” anlamına gelir.
2. Sahabe Uygulamaları (En Açık Sınırlar Burada Belirlenmiştir):
Abdullah b. Ömer (radıyallahu anhuma) şöyle yapardı:
“O, hac veya umre yaptığı zaman sakalından bir tutam alır, fazlasını keserdi.”
(Buhârî, Libâs 63; Muvatta, Şaar)
Bu uygulama, sakalın bir tutamdan (kabza: bir el dolusu) uzun olan kısmının kesilebileceğine işaret eder. Bu, sadece hac ve umrede değil, genel bir ölçü olarak da kabul edilmiştir.
3. Fıkhî Sınır ve Uygulama (Selef’e Göre):
Sakalın en az sınırı: Yüzde görülecek şekilde bırakılmalı, sakal kökünden tıraş edilmemelidir.
Sakalın sünnet olan şekli: Kabza (bir el dolusu) uzunluğundadır. Daha fazlası kesilebilir (sadece uzunluk olarak, şekil vermek için değil).
Sakalın yerleri: Alın kenarından kulak altlarına, çene altı ve çevresi de dahil tüm yüz çevresini kapsar.
Özet (Kısa ve Net):
Sakalı tıraş etmek haramdır.
Sakalı tamamen serbest bırakmak (uzatmak) sünnettir.
En fazla kesilmesine izin verilen sınır: Kabza (bir avuç uzunluk).
Sakalın tıraşı değil, uzatılması emredilmiş, bıyık ise kısaltılmıştır.
BİR CEVAP YAZ